1 Mart 2007 Perşembe

MERAL VURGUN: Ayşenur Zarakolu’na





AYŞENUR ZARAKOLU’NA 







 -Belge Yayınları sahibi sevgili arkadaşım Ayşenur Zarakolu’nun anısına -



doruklara vururken
çarparcasına yüreklerimizi
sen miydin ölüm
yosma bir kobra gibi kırıta kırıta gelen

ihanet, pusu-pusat / hain
sorgusuz-yargısız kayıp
zindan duvarlarına çivili gülüşler
alnımız akı mavi yıldız düşü
kuğu boynundan asılı şarkılarımız
ip uçları kardelen
sen miydin ölüm sinsice gelen

koptu kopacak fırtınaydık
bütün düşlermiz yarım
nereden essek tufan olurduk
ve nar çiçeği umut
bir zamansız bozgun
ölüm sen miydin
taş yastıklara üçer beşer baş koyduğumuz
o karanfilleri beşer onar yolan

ölüm sen miydin
sürek avcısı
ceylan sekişlerini kıran
ah sen miydin ölüm
anamın bağrına kara taşlar vuran

ah sürgünlüğüm benim
hasretine tutunduğum sığınağım
bir bir dökülen, yanan, yakılan yıldızlarım
ay yüzlü, gün bakışlı cehennem yürekli
çeyrek bardak çayı yudum yudum bölüştüğüm
beş üleşip ki nefes çektiğim sigara dumanı gibi
ciğerlerime çekip sakladığım
sen miydin ölüm yüreğimin dağlarını koparan

kara şifreli Eylül direşkenliğim
kanayan düşler aydınlığım
koparıp beynimden satır satır
alınteriyle sunulan kitapları yaktılar
zulüm ar gelirken
sen miydin ölüm bize yar gelen

ve kadınlar...
ille de o kadınlar
“olmak ya da olmamak”
çelişkisinin çelikleştirdiği
güneşe gün doğuran kadınlar
düşünce savaşının “sıra nefer”leri
sürgün düşmeye gör
o çıyan ölüm
koparır yerinden yüreği

bilinmez yaşadıklarımız
dağlar içimizde yücelir
kül yortusu
kan tortusu
kıvılcım ateştir telleri yüreğimizin
ve matem yasak!

başımıza kadar sevda
halaya durun dostlar
her meydanda
tırnak izleri kazılı onların
ağıttır adları
destanlarımızda
yalnız onların türküleri yazılı

heeyy be ölüm
yaşamak hakkı başımız tacı
umut sarısı buğday başakları
saçların senin
sana selam olsun
rahat uyu yürekli kadın... 




MERAL VURGUN


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder