1 Mart 2007 Perşembe

NURCAN UĞURLU: ....Ve Kadın




....VE KADIN







Hayat trafiğinin yoğun olduğu tek tarafı aydınlatılmış dörtlü bir kavşağın ortasındaydı kadın. Çırılçıplaktı üşüyordu… 


Kadın olduğu için yaşamına konulan ipotek, onurunu kırmış, üçüncü derece yanıklar açmıştı ruhunda...
Son kez pazarlığa oturdu kendisiyle…
Ya kendisi olacak ya da olması gerektiği gibi yaşayacaktı. 


Kapıları sıkı sıkı kapalı olan, gözleriyle yüreği arasındaki uçurumda filizlenmişti öz beni. 


Bir sarsıntı sonucu kapılar aralanmış, güneş sızmıştı içeri, istese de kapatamıyordu.
Çığlık çığlıktı içindeki sesler!
Ne norodol, ne lustral nede akineton ve zebraks!
daha adını hatırlamak istemediği yeşil reçeteli ilaçlar, susturamıyordu içindeki çığlıkları... 


Beni ben yapan ya da beni benden uzaklaştıran şey neydi?
Ya da; ben hiç ben oldum mu ki! Diye düşündü. Kararmış hayat ekranına bakarken! 


Sevgiyi tanrısallaştırıp sevdikleri için yaşarken, hesap edemedi.
Siyah ve beyaz prangalara tutsak ettiği, çocuğun büyüyüp kendine düşman olacağını.
İnsani duyguların devasa boyutlara ulaşıp öfkeye dönüşeceğini.
Öfkesinin bütün hücrelerine yayılıp, toplumsal değerlerin çerçevelerini kıracağını hesap edemedi.

“Öfke yanlış ve pahalı bir eğlencedir çaresi, ertelemektir.” Diyordu bir düşünür. Doğruydu, öfke yanlış ve pahalı bir eğlenceydi. Ertelemek bir yana, küçük küçük parçalara bölerek tamamen yok etmişti. 


Peki bu öfke değilse ne o zaman?
Ayrık otu gibi, Temmuz sıcağına, Zemheri ayazına karşı. Bir taş gibi dayanıklı.
Nokta kadar, düştüğü yerde kök salan, ancak kökünün onda birini dışa vuran, hiçbir koşulda istenmeyen bu duygu ne? 


Yaşayabilmek için, özlemlerini öğütüp, gül yaptığı dikenler olabilir mi?
Öyle olmalıydı. Onca yıl tutunduğu, koruduğu tapınakları gölgeliyor bütün olguları. Çok göreceli kavramlar haline getiriyordu.
Peki bu ben miyim? 


Eğer bu bensem, ben yıllarca kimin hayatını yaşadım.
Yaşamsal duyguların ayıp, yada günah olduğu… Geleneklerin beslediği, aderciliğin gölgesinde, kadın olarak yaşayan kimdi?

................ 


 NURCAN UĞURLU



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder