1 Ocak 2007 Pazartesi

TEMEL KURT: KASIRGAYA MEKTUPLAR




KASIRGAYA MEKTUPLAR 





FOTOĞRAF:  SEBASTİÃO SALGADO
(Aylar süren işgalden sonra,  arazilerini resmi olarak teslim alan  Brazilya/Sergipe Eyaleti Köylüleri,. 1996. )




Şüphesiz geçtiğimiz yüzyıl, dünyanın belleğine devrimler çağı olarak kazındı. Yüzyıl ile başlayan alt-üst oluşlar, beraberinde yeni arayışları getirdi. "Daha çok özgürlük" sloganı ile kendini ifade eden bu arayışlar, değişimin sadece iktidarın el değiştirmesi üzerine kurulu olmadığı gerçeğinden hareketle yeni bir kültür yaratmanın gerekliliğini daha işin başında kavramışlardı. Peki bu kültür tastamam yeni bir kültür mü olacaktı, yoksa yaşamın mevzilerinden bu güne insanlığın taşıdığı bir kültür mü? Devrimin buna cevabı netti: "yaşamın bu güne taşıdığı "hak edilmiş bir kültür."

O güne dek tarihin alışık olmadığı bir biçimde kültür, toplumun bütün katmanlarına yayıldı. Çok yoksul insanlar özgürlüğü anlattı, çizdi, bestelediler.. Gorki, Mayakovski, Şolohov, Nazım, Neruda..... Bir ilki denemenin hevesi o kadar sıcak bir nefesti ki, o yıllar bütün görkemiyle yaşanıyor, hayata ve umuda yeni mevziler kazandırıyor, ümit büyüyordu...

"Komünizm hayaleti" her alanda güçlü bir ses olarak yükseliyor, insanlığa ümit adına yeni mevziler kazandırıyordu. Yegâne bir biçimde yükselen bu dalga, durgun denizlerin yüreğinde mayalanan fırtınaya benziyordu.

Burjuvazi bütün amacını devrimi yok etmeye adamış ve kibritini Avrupa`nın yüreğinde çakmıştı. Yaşlı kıta, Hitler faşizminin boyunduruğunda hiç olmadığı kadar mutsuzdu. İşte devrimin geleceğe dair ilk hatası bu oldu. Yarının aydınlık değerlerini geçmişin silahlarıyla yenmeye kalkıştı... Avrupa, bu vebaya karşı bütün mevzilerde direniyor, büyük acılar yaşıyordu. Milyonlarca (büyük çoğunluğu yenilikçi) insan kayıp verilmiş ve sonunda zafer kazanılmıştı. İnsanlık bir kez daha galip gelmişti. Sosyalist kültür yaşlı kıtanın yeni umuduydu. Ama anavatanda (SSCB) devrim büyük oranda güç kaybetmişti.Dünyanın sosyalizmin başına örmeğe çalıştığı belâ, burjuvazinin bütün hesaplarını alt üst etmiş, devrim yeni mevziler kazanmıştı...

Özgürlük arayışları insanlık tarihi kadar eskiye dayanıyordu ve sürekli bir biçimde kendini yeniliyor, sürekli bir biçimde sürüyordu. Bir yerde durduğunda, özgür akıl köleleşiyor, yeniden geçmişin çanları çalmaya başlıyordu. İşte devrimin ilk hatası bu oldu! Zafer: hiç bir zaman kazanılmamış bir gerçeklikti. Büyük kayıplar vermiş anavatanda yavaş yavaş geriye dönüşün işaretleri belirmeye başladı. İkinci Dünya Savaşı, devrim karşıtlarını Amerika'nın önderliğinde bir araya getirmişti. Artık iki cephe oluşmuş, yeni bir kültür (hayat) yaratma kavgasının yerini dünyayı yeniden paylaşma kavgası almış, özgürlükler yasaklara dönüşmüştü...

Bütün bunlara bugünden bakmamak adına, ama bugüne gelişimizi de sorgulayarak, kültürün gelişim ayaklarından biri olan şiiri sorgulamak gerekir. Çünkü şiir değişimin aynasıdır, toplumun kültürel ve siyasal değişimi şiirde belirgin olarak ortaya çıkar. Nazım Hikmet, Neruda, Mayakovski, Can Yücel..... tüm bu sanatçıları besleyen o güçlü kaynak, bugün her zamankinden daha gür çağlamakta; emperyalizm bugün globalizm silahıyla dünyanın bütün topraklarında umudu yok etmekte...

Yaymaya çalıştığı (yeni) kültür o kadar caf caflı sunuluyor ki, zaman zaman biz bile kendimizi buna kapılmış hissediyoruz. Gerek kadına biçtiği rol (Bülent Ersoy`un cinsiyet değiştirip kadın olduğunu sanması ve rolü, popüler kültürün kimlere karşı kullanıldığı ya da alıcısının kimler olduğu, futbol ve para ile temastaki tüm spor dallarının hangi millî duyguları beslediği...v.s.) ve her gün hayatımıza karışan yozlaşmanın miktarı... Global kültür yayılırken azalan ümit...

"Güncel sanat" olarak karşımıza çıkan, her alanda burjuvazinin açık desteği ile alıcılarına ulaşan ve yanıltıcı bir biçimde burjuvazinin yeni ve ilerici her adıma kucak açtığını sanmamızı sağlayan bugüne dünden bakıldığında ve dünyamızın bugün yaşadığı sorunlarla değerlendirdiğimizde (Irak'ın işgali meselâ...) bütün bunların birer yanılsama olduğu açık. Tanrılardan ateşi çalacak ve yeryüzünü aydınlatacak sanatçılara şimdi daha çok ihtiyacımız var.

Kasırganın yüreğinde buluşmak dileğiyle... 





TEMEL KURT 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder